Ünlü sanatçı Esin Afşar tedavi gördüğü Şişli Florence Nightingale Hastanesi'nde 75 yaşında hayatını kaybetti. Lösemi teşhisiyle 22 Ekim'de hastaneye yatırılan sanatçı yaşam savaşı veriyordu.
“Yoh Yoh” adlı türküyle ünlendi
Esin AFŞAR Kimdir?
HAYATI
Esin Afşar, diplomat olan babası Nüzhet H. Sinanoğlu'nun görev yeri nedeniyle İtalya'nın Bari şehrinde doğdu.
Annesi gazeteci ve yazar Rüveyde Sinanoğlu olan Afşar, Ankara Koleji'nde okurken piyano bölümü sınavlarına girdi ve buradan mezun oldu. Madam Hidalgo ve Madam Böhm'den şan dersleri aldı. Piyanist olarak girdiği Devlet Tiyatroları'nda Muhsin Ertuğrul'un “Sahnenin çukurunda olacağına üstünde ol” isteğiyle oyunlarda rol almaya başladı.
12 yıl boyunca çeşitli oyunlarda görev alan sanatçı, Fantastiks adlı müzikalde oynarken, Erkan Özerman'ın teklifiyle müziğe dönme kararı aldı. Hafif müzik tarzında şarkılar söylemeye başlayan Afşar, Ruhi Su ile çalışmaya başlayınca folk müziğe yöneldi.
Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil onu “Diplomatik Sanatçı” unvanıyla Macaristan'a gönderdi.
Kul Ahmet'in “Yoh-Yoh” adlı türküsünü seslendiren ve bu türküyle tanınan Afşar, uzun yıllar “Bayan Yoh Yoh” olarak anıldı. 1969'da Yunus Emre'den bestelediği “Bana Seni Gerek Seni” ile “Hafif Batı Müziği Düzenleme Ödülü”nü ve Fransa'da Jacques Brel ile paylaştığı Dario Moreno Ödülü'nü aldı
Türk halk müziğinin usta bestecilerinden olan ,Ankara Devlet Konservatuarı piyano bölümü mezunu olan Afşar, ünlü opera sanatçıları Leyla Gencer, Maria Callas gibi isimlere öğretmenlik yapan Madam Hidalgo, Madam Böhm gibi isimlerden ses ve şan dersleri alarak, çocuk yaşlarda yaşamına yön verdi.
1940'lı yıllarda piyanist olarak girdiği Devlet Tiyatrolarında, Muhsin Ertuğrul'un desteğiyle 12 yıl oyuncu olarak görev yaptı. Ankara Meydan Sahnesi'nde konuk oyuncu olarak çalışırken, tekrar müziğe yöneldi. Önceleri dönemin popüler müziği olan "aranjman" olarak nitelendirilen, Türkçe sözlü hafif müzik dalında çalışırken, Ruhi Su ile tanışarak çağdaş folk müziği türünde emek harcayarak bu akım üstünde söz sahibi oldu.
1969'da Diplomatik sanatçı tanımlamasıyla Macaristan'a konser için giden Esin Afşar, birçok ülkede ve yurt içinde çeşitli konserler verdi, ödüller kazandı. Çevirisini 1980 yılında yaptığı "Kırmızı Pabuçlar" dört yıl Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları'nda ve TV'de oynadı.
Sanatçı, yazarlığını Bilgesu Erenus'un yaptığı tek kişilik tiyatro oyunu "Kelaynaklar" da oynadı. 1986 yılında ilk Uzunçalar (LP) eserini çıkardı. 18 Mayıs 1990'da Fransa - Audincourt'da ırkçılığa karşı düzenlenen festivalde Polonya'lı, İspanyol, İtalyan, Portekiz, Cezayir, Tunus'lu sanatçıların katıldığı festivalde bir konsere davet edildi. Annesinin ölümü üzerine yaşlılar için bir kampanya başlattı. Boğaziçi Üniversitesi'nde gençleri örgütledi. Kendi bestelerinden oluşan Yunus Emre kaseti çıktı.
Sivil Toplum Kuruluşlarında etkinliklere katılan Afşar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Türkiye - Yunanistan Dostluk Derneği yönetim kurulu üyesi, Sokaktaki Çocukları ve Gençleri Koruma Derneği kurucu üyesi, Sigara İçmeyenler Derneği, Beyoğlu'nu Güzelleştirme Derneği ve Müzik Dostları Derneği yönetim kurulu üyesi olup, sanatçı Kerim Afşar'ın eski eşi, ünlü Türk bilim adamıProf. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun anne-baba bir kızkardeşidir. Babasının ilk eşinden üç ağabeyi daha vardır.
Eserleri
- Albümler
- Yunus Emre & Mevlana Şarkıları, 2002
- Nazım Hikmet Şarkıları, 2000
- Caz Yorumlarıyla Aşık Veysel, 1999
- Pembe Uçurtma, 1998
- Özlem, 1998
- Atatürk, 1997
- Esin Alaturka, 1995
- Yunus Emre, 1991
- Ruhi Su'ya Türkü, 1987
- Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri, 1986
- 45'lik plaklar
- Zühtü / Kaz
- Hacer Hanım / Ben Olayım
- Sanatçının Kaderi / O Pencere
- Canı Sıkılan Adam / Yiğidin Öyküsü
- Sandığımı Açamadım / Güneşe Giden Gemi
- Dert Şarkısı / Niye Çattın Kaşlarını
- Gel Dosta Gidelim / Sorma
- Sivastopol / Küçük Kuşum
- Diley Diley Yar / Yaprağı
- Yağan Yağmur / Çatladı Dudaklarım Öpülmeyi Öpülmeyi
- Kara Toprak / Yunus (Bana Seni gerek Seni)
- Yoh Yoh / Bebek (Bir Masal Türküsü)
- Allam Allam Seni Yar / Drama Köprüsü
- Halalay Çocuk / Güzelliğin On Para Etmez
- Gurbet Yorganı / Elif
- Niksarın Fidanları / Aliyi Gördüm Aliyi
- Allam Allam Seni Yar / Yoh Yoh
Kitapları
- Anılar Yanıltır mı?
- Sefername 2
- Kırmızı Pabuçlar, 2001
- Gül Prenses, 2001
Filmografisi
- Neredesin Firuze - 2003
- Gönüller Sultanı Mevlana - 1989
- Göç - 1974
Rol aldığı bazı oyunlar
- Aşk Acısı
- Dünkü Çocuk
- Tahta Çanaklar
- Dışardakiler
- Poker Partisi
Televizyon çalışmaları
- ETV için Onlar Hep Genç adlı tv programını hazırlayıp sundu.
10 bölüm olarak hazırlanan programın içeriği, insanların yaşlansa da ruhsal olarak dinç kalabileceği temasına dayanıyordu. Semiha Berksoy, Necdet Mahfi Ayral, Türkiye'nin ilk tarih öğretmeni, ilk kütüphanecisi gibi, en gençleri 80 yaşlarında ve henüz aktif olan kişilerle müzikle renklendirilen söyleşileri içeren yapımlara imza attı.
.
Monaco Prensesi Grace Kelly tarafından televizyon festivallerine davet edilen Afşar, Gilbert Becaud ve Josephine Baker ile konserler verdi.
Afşar, 1970 yılında Türkiye'de “yılın en iyi şarkıcısı” seçilirken, aynı yıl Bulgaristan Uluslararası Altın Orfe Müzik Festivali'nde üçüncü oldu.
Türk Cumhuriyetleri'ne ve Moskova'ya giden 1972 yılında giden ve programlar yapan Afşar, Tokyo, Seul, Hong Kong gibi Uzakdoğu kentlerinde, İsrail, İngiltere, İtalya, Belçika , Tunus, Avusturalya gibi çok çeşitli ülkelerde konserler verdi.
Afşar, 1986'da “Dünün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri” adlı uzun çalarını piyasaya çıkardı. Aynı yıl Orient Express ile Avrupa Festivali'ne katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle kendi besteleri ile hazırladığı Yunus Emre albümünü 1990 yılında çıkaran Afşar, 1991'de Kuzey Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu'da konserler verdi.
Afşar, 1993 yılında “Mevlana-Yunus” ve 1995'te Atatürk şiirlerinden bestelenmiş albümlerini çıkardı.
Esin Afşar, bir çocuk annesiydi.
SARIGÜL: AFŞAR TÜRKİYE'Yİ YURT DIŞINDA EN İŞİ ŞEKİLDE TEMSİL ETTİ
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Tayfun Kahyaoğlu, Afşar'ın vefat ettiği Şişli Florance Nightingale Hastanesi'ne geldi.
Hastaneye ticari bir taksiyle gelen Sarıgül, kısa bir süre kaldığı hastaneden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Afşar'ın çok önemli bir sanatçı olduğunu dile getiren Sarıgül, “Allah'tan kendisine rahmet diliyoruz. Türkiye'yi yurtdışında önemli ölçüler içerisinde temsil etti. Yarın sabah ailesiyle görüşeceğiz, üzerimize düşen bir şey varsa elimizden geleni yapmaya çalışacağız” dedi.
Bir gazetecinin, “Ne zaman vefat ettiğine ilişkin bilgi alabildiniz mi?” şeklindeki sorusuna Sarıgül, “O konuları yarın ailesi açıklar, benim girmem doğru olmaz” yanıtını verdi.
Sarıgül, “Yoğun bakımda olduğunu biliyordum. Önemli bir sanatçımızı kaybettik. Zaman zaman bizi güldürdü, zaman zaman bizi ağlattı, zaman zaman da bizi duygulandırdı ama Türkiye'mizi yurt içinde ve yurt dışında en iyi şekilde temsil etti” diye konuştu.
